Mimari Tasarım

Mimari Tasarım Nedir ? İşlevselliği nasıl anlamalı ve tasarımla olan bağlantısı nedir ? Teknik Fonksiyonellik Ergonomik Fonksiyonellik Hepsini Nasıl Birleştirmeliyiz ? Nelere Dikkat Edilmeli ?


Mimari Tasarım Nedir ?

Mimari tasarım, günlük hayatta karşımıza çıkan yapıların, mekanların, eşyaların, hatta bazen yolların ve yollardaki bitkilerin ağaçların bile belli bir kurala veya güzellik, işlevsellik algısına dayanılarak tasarlanması durumudur. Mimarlar ve farklı mesleklerden olan bir çok insan mimari tasarımda yer alabilir.

Mimari tasarım yeri geldiğinde bir mobilya veya bir yapı projesi tasarlamak olurken yeri geldiğinde sokakta kaldırımlarda yer alan bitkilerin ağaçların düzenini, yapısını, şeklini tasarlamak olabilir. Mimari tasarım çok geniş bir yelpazesi bulunan alandır. Bina tasarımı bunlara kıyasla daha özneldir. Sadece belirli bir bina tasarım sürecine girer ve sonuç olarak inşa edilir.

 

İşlevselliği nasıl anlamalı ve tasarımla olan bağlantısı nedir ?

İşlevsellik, uygun bir şekilde çalışma ve faydalı olma niteliği olarak açıklanabilir. Mimari tasarım alanında bunu iki farklı açıdan incelememiz uygun olur. Birincisi teknik fonksiyonellik, ikincisi ise ergonomik fonksiyonellik.

 

Teknik Fonksiyonellik

Teknik fonksiyonellik ile ilgili anlatılması gereken en önemli sözcük yapılan üretmin‚ çalışması. Sıhhi tesisat olsun veya dolap kapağının herhangi bir yere dokunmadan açılması, yada çekmece rayı hiç fark etmez. Bu örnekleri oldukça çoğaltabiliriz ancak bahsettiğim gibi tek kriter çalışıyor olması yada çalışmaması. Sol taraftaki fotoğrafda göreceğiniz Merdiven aynı zamanda komple duvar raf ve açık raf sistemi olarak tasarlanmış. Özünde sade basit ve kullanışlı bir konsept olmuş. Teknik kısım sadece taşıyıcı sistemi oluşturmak ve ebatlandırmaktan geçiyor. Merdivenin raf ölçü ve oranları ve basamak ölçüleri tam olması gerektiği boyutlarda hesaplanmış. Burada mimarımızın tecrübe ve bilgisi ön plana çıkıyor.

 

Ergonomik Fonksiyonellik

Gelelim Ergonomik Fonksiyonellik kısmına. Günümüzde birçok hizmet ve ürün kalıplaşmış standartlarda verilmektedir. Bunun sebebi her ne kadar endüstriyel çağın başlangıcı ile bağlantılı olsada, 19. Yüzyılın başlarında özellikle Almanya’da gelişen Bauhaus gibi yapı marketlerinin akımı ile birlikte Tasarım ve Yapı alanında da belli kalite ve ölçü kriterleri oluşturulmaya başlanmıştır. Bununla birlikte yine Almanya’da yaşayan Ernst Neufert isimli bir Bey hayatı boyunca bulduğu her şeyi çizimi ile birlikte ölçülendirmiş ve bir nevi Mimari Ansiklopedi oluşturmuştur ve şuan günümüzde imal edilen birçok ürün bu ölçülere göre tasarlanmaya devam etmektedir. Bu yüzden evimizdeki tezgah genişliği 60cm, mutfak tezgahı mızın yüksekliği 90cm olarak kabul edilir. İstisnalar tabii ki olabilir, ancak unutmamalı ki her değişiklik, düşünmeniz ve hatta ilaveten çözmeniz gereken bir detay olarak karşımıza çıkacaktır. Örneğin tezgahınızı 60cm değil 80cm derinlikte yaptığınızda gerçekçi düşünmemiz gerekirse Davlumbazın Ocak’tan daha geride olacağı için çekim performansı oldukça düşecektir ve üst dolaplara da ulaşmanız daha zor olacaktır. Veya tezgahın yüksekliğini değiştirmeyi düşündüğünüzde, Bulaşık Makinesini tezgah altına sığdırmakta zorlanacağınız bir sorunla karşılaşabilirsiniz. Tabii ki ölçülerin bu şekilde oluşmasında en önemli faktör insanın vücut yapısı ile ilişkili, işte bu yüzden buna ergonomik işlevsellik diyoruz.

Sol üst köşede görmüş olduğunuz resimde konforlu bir oturma alanı tasarım ile bütünleşmiş. Manzaraya karşı yukarıdan sarkıtılmış bir midye’yi andıran şömine hem rengi hemde dokusu ile beraber adeta Mekan’da son noktayı koymuş diyebiliriz. Birçoğumuz şimdi belkide karşısına güzel bir kanepe yerleştirilseydi aynı sonuç meydana gelmez miydi diye düşünebilir. İşte burada Mimari Tasarımın farkını oldukça net bir şekilde görebilirsiniz. İşin özü bütün bir konsepti oluşturabilmekten geçiyor.

 

Hepsini Nasıl Birleştirmeliyiz ?

Bir tarafta ergonomik ve teknik açıdan bağlayıcı kriterler, diğer tarafta tasarım. Bunları bir araya getirebilmek zor, ama elbette mümkün. Aşağıdaki resimde gördüğünüz gibi, böyle bir evde olur mu diyenler olabilir. Evet hemde çok güzel olur. Evde her oda ayrı yöne bakıyor ve farklı açılardan deniz manzarasını yakalıyor. Güneş de bununla beraber farklı saatlerde istenilen odalara giriyor. Özellikle bu örneği sizlere göstermek istedim çünkü binanın yerleşimi ve konumu, bir işlevsellik kriteri. Bir evin güneş görmesi ve yerine göre manzaraya yönelmesi bir teknik zorunluluktur. Zorunluluk olmasının nedeni herkes, hepimiz güzel bir evde yaşamak isteriz. Evin iç mekan tasarımı ne kadarda farklı olursa olsun evin değerini arttıran başlıca özellikler ışığın odaya yansıması ve manzarasıdır. Tabii maddi açıdan böyle düşünülemeyebilir, ama size vereceği huzur ve yaşam kalitesi kesinlikle bana hak vermenize neden olacaktır.

 

Nelere Dikkat Edilmeli ?

Yukarıda sizlere anlattığım işlevselliğe dair tanımların, önemine gelince. Birincisi teknik işlevsellik, hata kabul etmeyen bir alan olup Mimarınızın sorumluluğundadır. İkinciside ergonomik işlevsellik, bahsettiğim gibi, kişiye özel bir tasarıma dönüştürülebilir.

Anlamanız gereken önemli konu ise bazı şeylere ergonomik açıdan müdahale etme hakkınız var, kısıtlı olsa da. Teknik konuya ise kesinlikle karışmamanız oldukça önemli, çünkü sorumluluk mimar ve uygulamacıların dır. Tabii diğer bir konu ise, bu tarz tasarımlara ulaşmanız için yeterli zaman ayırabilmeniz oldukça gerekli. Malzeme seçiminde, yapım aşamasında ve planlama sürecinde sadece tecrübe ile çözülecek bir durum değil. Burada işe bilgi ve birikimin yanına deneysel unsurlar katmanız gerekiyor. Çünkü, her ne kadar benzeri yapılmış bile olsa, türünün ilki olacak olan bir ürün, mobilya veya mekan meydana getiriyorsunuz. Bunun için aslında tıpkı bir mucit gibi farklı malzemeler kullanarak yeni keşifler yapmanızı öneriyoruz. Mevzu illa farklı bir şeyler yapmak değil, size özel ve sizin için olması…